Google’dan tanıdığımız Jared Cohen ve Eric Schmidt’in birlikte yazdıkları “The New Digital Age” isimli kitabı okurken Türkiye’ye ayrılmış iki sayfa olduğunu fark ettim. Ne yazık ki bu iki sayfada, Türkiye, İnternette yapılan filtrelemelerde Çin ile karşılaştırılmış. Sonuç olarak dışarıdan bakıldığında Çin kadar olmasa da Avrupa’ya göre oldukça fazla İnternet sansürü uygulayan bir ülke izlenimi veriyoruz. Bunun üzerine Türkiye’de popüler bir konu olan güvenli İnternet üzerine küçük bir araştırma yaptım. Bu araştırma kapsamında 7 soruluk bir anket vefarklı düşüncelere sahip, 10 kişi ile röportaj yaptım. Şimdi güvenli İnternet ile ilgili yaptığım bu araştırmanın sonuçlarını paylaşmak istiyorum.
Öncelikle ankete katılanların ve röportaj yaptığım kişilerin neredeyse hepsinin (%90) 12 yaşın altındaki çocuklara yönelik zararlı içeriklerden çocukların bir şekilde korunması gerektiğine inandıklarını paylaşmak istiyorum. Kamuoyunda hakim olan güvenli İnternet kötüdür algısı, aslında tam olarak da kamuoyunun duyurmak istediği şeyi yansıtmıyor. Hatta ankete katılanların İnternet ortamındaki bazı içeriklerin bilinçli bir şekilde çocukların karakterlerini olumsuz etkilemesi için oluşturulduğuna inanıyor ve röportaj yaptığım kişiler de bu konuda oldukça bilinçli.
İnternette özellikle çocuklar için güvenli bir ortam istenirken peki güvenli İnternet karşısında insanlar neden ön yargılı? İşte bu sorunun cevabı anketteki iki sonuçla ve röportajlarda dile getirilen önemli bir taleple ilgili. Öncelikle anket sonuçlarına dönelim ve aşağıdaki sonuçları inceleyelim.
Bu anket sorusunda kullanıcılara hangi tür içeriklerin çocuklar için daha zararlı olduğunu sorduk ve puanlandırmalarını istedik. Birbirlerine çok yakın olmalarına rağmen şiddet içeren içerikler en zararlı olarak birinci sırayı aldı. Katılımcıların büyük bir kısmı bu önceliklerinin güvenli İnternetin koşullarını belirleyenlerle uyuşmadığını düşünüyor. Tam olarak neyin filtrelenmesini istediklerini, neyin filtrelenmemesini istediklerini kendileri belirlemek istiyorlar. Bu konuda devlet kurumlarına karşı güven eksikliği var. Herkes güvenli İnternet istiyor fakat bu güvenli İnternetin ne olduğunu kendi tanımlayabilmek istiyor. Teknik olarak bu mümkün fakat çok büyük bir yatırım gerektiriyor. Avrupa’da bunun örnekleri var. Bizim ülkemizde de bu şekilde bir altyapı sağlandığı takdirde güvenli İnternet kamuoyunda çok daha fazla destek görecektir.
Güvenli İnternet paketlerinin kullanılmamasının ikinci bir sebebi de yasaklama yönteminin problemi çözeceğine inanılmıyor olması.
Katılımcıların yarısından fazlası engelleme yönteminin faydalı olmayacağını düşünüyor. Bunun yerine farklı çözümler getirilmesi gerektiğine inanıyor çünkü bu engellemelerin nasıl aşılacağını öğrenmenin çok kolay olduğuna inanıyor. Mevcut Güvenli İnternetin etkin bir engelleme sağlayacağına inanılmıyor diye de tercüme edebiliriz.
Bir diğer kaygı ise güvenli İnternet altyapısı ile insanların mahremiyet kaygısı. Katılımcılar bu altyapı ile birlikte insanların kendilerini en özgür hissettikleri yer olan İnternet ortamının bu özgürlük hissini kaybedeceğinden endişe ediyor.
Son olarak aşağıdaki istatistiği vermek istiyorum.
Anket katılımcılarının %90’ı İnternet ortamında çocuklar için zararlı içerikler olduğunu düşünüyor. Ankete katılan ve 12 yaşından küçük çocuğu olanların da tamamı bu zararlı içeriklerden çocuklarını korumak istiyor. Bu durumda gerçekten güvenli bir İnternete ihtiyaç var. O halde yapılması gereken sadece yukarıda bahsettiğim kaygıları yok edecek adımların atılması, hem dünya vitrininde hem de ülke içinde.