Türk girişimcilerinin sosyal inovasyon potansiyeli ne seviyede?
Alp Önder Güler |İnovasyon dendiğinde sadece teknoloji akla geliyor. Aslında inovasyon; yenilikçilik, yeni yaşam, iş görme ve çeşitli çözümler getirme arayışlarıdır. Sosyal inovasyon ise bunun bir kademe daha yukarısında yer alıyor. Orada da içinde teknolojiyi barındıran ama aslında insanların hayat tarzlarını etkileyen birçok faaliyeti içeriyor.
Türk girişimcilerinin ve Türklerin bireysel olarak da inovasyonu adapte etme gücünün ve hızının çok yüksek olduğunu görüyoruz. Kullanmak kadar yaratma ve geliştirme tarafımızın da aynı şekilde büyümesi, hızlanması bizim için ülke olarak büyük bir kazanç.
Biz bunu özellikle telekomünikasyon hizmetlerinin insanlara eşit, ulaşılabilir bir şekilde eriştirilmesiyle daha da artacağını, insanların hem sosyal olarak zenginleşirken bilgiye ve teknolojiye daha kolay erişeceğini düşünüyoruz. Aynı zamanda bu sayede insanların yenilikçi fikirleri ve ilerici atılımları çok daha çabuk hayat geçirebileceklerini görüyoruz. Bu açıdan aslında inovasyonu toplumla buluşturan önemli bir noktadayız.
Vodafone’un özellikle son 1 aydır bütün mecralarda ifade ettiği “küçük mucizeleri” mobil iletişim teknolojisiyle sağlama sözü, bireylere sosyal inovasyon, yenilikçilik potansiyelini de ortaya koyma fırsatı içeriyor. Küçük küçük mucizeler hayatımıza çok büyük değişiklikleri katabilecek imkânları getiriyor.
Türkiye genç nüfusu ile teknolojiye ve yeniliğe olan büyük açıklığıyla bu tip fırsatlara erişim imkânına sahip olduğu sürece inovasyonu da yapabilecek kapasitededir. Bunu girişimciler için de görüyoruz, kurumlar için de görüyoruz. Girişimciliğin daha büyük bir potansiyeli içerdiğine inanıyoruz. Çünkü bu genç nüfus kendi istihdamını kendisi yaratacak.