IoT sistemlerinde bizleri ileride hangi riskler bekliyor?
Murat Lostar |Lostar Genel Müdürü Murat Lostar, IoT (Nesnelerin İnterneti) sistemlerindeki güvenlik açıklarını Wise TV’ye değerlendirdi. Bu özel röportajda, IoT cihazlarının yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan siber güvenlik riskleri, ticari kaygılarla yapılan hızlı üretim süreçleri, gömülü yazılım güncellemeleri ve daha fazlası ele alınıyor.
IoT sistemlerinde oldukça büyük riskler görüyorum. Bunun temel sebebinin de aslında ticari kaygı olduğunu düşünüyorum. IoT sistemleri, eski sistemlerin alınıp dönüştürülmesi üzerine yeni bir şey kurulmasından çok, bir donanım ve donanımın üzerindeki bir yazılım ya da gömülü yazılımın beraber çalışması anlamına geliyor. Gömülü yazılımlarda genellikle güncelleme ve sonradan bir şey ekleme gibi sıkıntılar oluyor. Özellikle ticari kaygılarla çok kısa zamanda milyarlarca IoT cihazının hayatımıza giriyor olması, özellikle belli ülkelerde yatırımların ve bu konudaki Ar-Ge faaliyetlerinin yeterince tam yapılmadan güvenlik analizleri ve sıkılaştırması yapılmasına neden oluyor. Evlerde kullandığımız kamera sistemlerinden farklı güvenlik ürünlerine, birçok yerde kullandığımız biraz daha akıllı şehir sistemlerine kadar birçok IoT çözümünde bugün çok ciddi güvenlik açıkları olduğunu biliyoruz. Bu güvenlik açıkları da iki şekilde kullanılıyor: Birincisi, o sisteme yönelik saldırılar; ikincisi de o sistemleri, o IoT cihazlarını kullanarak büyük kalabalık ordular yaratıp bu ordularla farklı IoT ya da IT sistemlerine saldırı gerçekleştirmeler.
IoT Sistemlerinin Yükselişi ve Riskleri
Günümüzde IoT (Nesnelerin İnterneti) sistemleri, hayatımızın birçok alanında yer almaktadır. Evlerimizdeki akıllı cihazlardan şehir altyapılarına kadar geniş bir yelpazede kullanılan bu sistemler, sundukları kolaylıklar kadar güvenlik riskleriyle de dikkat çekmektedir. IoT sistemlerinin hızlı yayılımı, ticari kaygılar ve yetersiz güvenlik önlemleri, bu teknolojinin en büyük zayıflıklarını oluşturmaktadır.
Ticari Kaygılar ve Güvenlik Açıkları
IoT sistemlerinin hızla yayılmasının ardında yatan en büyük sebeplerden biri ticari kaygılardır. Üreticiler, pazarda hızlı bir şekilde yer almak için güvenlik önlemlerini yeterince dikkate almadan ürünlerini piyasaya sürmektedir. Bu durum, cihazların güvenlik açıklarıyla dolu olmasına ve siber saldırılara karşı savunmasız kalmasına neden olmaktadır.
Gömülü Yazılımların Güncellenmesi
IoT cihazlarının çoğu, gömülü yazılımlar ile çalışmaktadır. Bu yazılımlar, cihazların işlevselliğini sağlarken, güncellenmesi ve yönetilmesi zor olan bir yapıya sahiptir. Güncellemelerin yetersizliği, cihazların zamanla güvenlik açıklarına maruz kalmasına yol açmaktadır.
Ar-Ge Yatırımlarının Yetersizliği
IoT sistemlerinin güvenliği için gerekli olan Ar-Ge yatırımları, birçok ülkede yeterince yapılmamaktadır. Bu durum, cihazların güvenlik analizlerinin eksik kalmasına ve saldırılara açık hale gelmesine neden olmaktadır. Güvenlik açıkları, hem bireysel kullanıcıları hem de büyük ölçekli sistemleri tehdit etmektedir.
Güvenlik Açıklarının Kullanımı
IoT sistemlerindeki güvenlik açıkları, iki ana şekilde kullanılmaktadır. İlk olarak, doğrudan bu sistemlere yönelik saldırılar gerçekleştirilmektedir. İkinci olarak, IoT cihazları kullanılarak büyük botnetler oluşturulmakta ve bu botnetler aracılığıyla farklı sistemlere saldırılar düzenlenmektedir.
Akıllı Şehir Sistemleri ve Güvenlik
Akıllı şehir sistemleri, IoT teknolojisinin en yaygın kullanıldığı alanlardan biridir. Ancak bu sistemler, güvenlik açıkları nedeniyle ciddi tehditler altındadır. Şehir altyapısının güvenliği, bu sistemlerin güvenliğine bağlıdır ve bu nedenle daha fazla dikkat ve yatırım gerektirmektedir.
IoT Güvenliğinin Geleceği
IoT sistemlerinin güvenliği, gelecekte daha fazla önem kazanacaktır. Üreticilerin, güvenlik önlemlerini artırması ve kullanıcıların bilinçlenmesi, bu teknolojinin güvenli bir şekilde kullanılabilmesi için kritik öneme sahiptir. Güvenlik açıklarının kapatılması ve sistemlerin daha dayanıklı hale getirilmesi, IoT’nin sürdürülebilirliği için gereklidir.
Özet
IoT sistemleri, sundukları avantajlarla hayatımızı kolaylaştırırken, güvenlik açıklarıyla da ciddi riskler taşımaktadır. Ticari kaygılar, yetersiz Ar-Ge yatırımları ve güncellenmesi zor gömülü yazılımlar, bu sistemlerin en büyük zayıflıklarıdır. Güvenlik açıklarının kapatılması ve sistemlerin daha dayanıklı hale getirilmesi, IoT’nin sürdürülebilirliği için gereklidir. Üreticilerin ve kullanıcıların bu konuda daha bilinçli olması, gelecekte daha güvenli IoT sistemlerinin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.