Türkiye’de kurumsal itibar yönetimi doğru yürütülüyor mu?

Türkiye iletişim alanında hem yöntem hem de teknik olarak dünya standartlarını yakalamış durumda. Kurumsal itibar yönetimi, kurumsal iletişim içerisinde biraz daha özel bir alanı teşkil ediyor. Bu sebeple ticari kaygılardan olabildiğince sıyrılmış samimi bir yaklaşım gerektirir. Etik değerler üzerine kurulu ve bu doğrultuda şekillenmiş bir kurum kültüründen ilham alan kurumsal felsefenin varlığı bu anlamda çok önemlidir.

Bütün bunları konuştuğumuz yerde elbette ki lider ya da yöneticinin varlığı da önem kazanıyor. Rober Bosch’un çok bilindik bir söz var: “İtibar kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim”. İtibar canı pahasına korunması gereken bir olgu olduğundan, kurumların strateji ya da hedef olarak kuruluşlarının gündeminde yer alması gerekiyor.

Türkiye’de kurumsal itibar yönetimini son derece samimiyetle yürüten önemli kuruluşlar var. Koç, Sabancı, Eczacıbaşı gibi kuruluşlara baktığımızda başarılı itibar yönetimi süreçlerini görebiliriz. Zira bu gibi kuruluşların toplumun zihinsel ve fiziksel olarak gelişimine katkı sağlayan önemli çalışmalara destek vererek örnek teşkil ediyor.