Uçtan Uca IoT Siber Güvenliğinin 3 Ayağı
Çağatay Büyüktopçu |Wise TV’ye konuşan CyberWhiz Genel Müdürü Çağatay Büyüktopçu, sürdürülebilir bir siber güvenlik altyapısı için akıllı cihazların, mobil uygulamaların ve bulut sistemlerinin ayrı ayrı güvenli bir şekilde tasarlanması gerektiğini vurguluyor.
Sürdürülebilir bir siber güvenlik altyapısı için hem akıllı cihazların, hem mobil uygulamaların, hem de bulutun ayrı ayrı ve tümünün toplam uçtan uca siber güvenliğinin düşünülmesi gerekiyor. Aslında baktığınızda, her biri çok ayrı dikeyler. Akıllı cihazlar için bahsettiğimiz mikrodenetleyiciler, mikroişlemciler, güvenli botlar, imaj imzalamaları, mbed TLS, KMS’ler ve UDS protokollerinden konuşurken; mobil uygulama güvenliği tamamen ayrı bir dünya. Native iOS, Android, Flutter ya da React Native ile yazılan kodun optimize edilmesi gereken dokümantasyonlu SSL pinning’lerin hakim olunması gereken çok ayrı bir dikey. Bulut ise kendi içinde tamamen ayrı bir dikey. Bu üç dikeyin kendi içinde güvenli hale getirilmesinden sonra birbirleriyle olan haberleşmesi, örneğin uç cihazın Bluetooth ile mobil uygulamayla haberleşmesi veya akıllı cihazın MQTT ya da WiFi protokolü ile bulut ile haberleşmesinin de güvenli hale getirilmesi gerekiyor.
Siber Güvenliğin Önemi
Günümüzde teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte, siber güvenlik de her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Akıllı cihazlar, mobil uygulamalar ve bulut hizmetleri, günlük yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Ancak, bu teknolojilerin sunduğu kolaylıklar, aynı zamanda çeşitli güvenlik tehditlerini de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, sürdürülebilir bir siber güvenlik altyapısı oluşturmak, hem bireyler hem de kurumlar için kritik bir öneme sahiptir.
Akıllı Cihazların Güvenliği
Akıllı cihazlar, IoT (Nesnelerin İnterneti) ekosisteminin temel taşlarından biridir. Mikrodenetleyiciler ve mikroişlemciler gibi bileşenler, bu cihazların güvenliğini sağlamak için kritik öneme sahiptir. Güvenli botlar, imaj imzalamaları ve mbed TLS gibi teknolojiler, akıllı cihazların güvenliğini artırmak için kullanılan yöntemlerden sadece birkaçıdır. Bu teknolojiler, cihazların dış tehditlere karşı korunmasını sağlar.
Mobil Uygulama Güvenliği
Mobil uygulamalar, kullanıcıların günlük yaşamlarında sıkça kullandığı araçlardır. Native iOS, Android, Flutter ve React Native gibi platformlarda geliştirilen uygulamaların güvenliği, kullanıcı verilerinin korunması açısından büyük önem taşır. SSL pinning ve dokümantasyonlu güvenlik önlemleri, mobil uygulamaların güvenliğini sağlamak için kullanılan yöntemler arasındadır. Bu önlemler, uygulamaların dış tehditlere karşı korunmasına yardımcı olur.
Bulut Güvenliği
Bulut hizmetleri, veri depolama ve işleme süreçlerini kolaylaştıran önemli bir teknolojidir. Ancak, bulut hizmetlerinin güvenliği, kullanıcı verilerinin korunması açısından kritik bir öneme sahiptir. Güvenli veri transferi ve depolama yöntemleri, bulut hizmetlerinin güvenliğini sağlamak için kullanılan başlıca yöntemlerdir. Bu yöntemler, kullanıcı verilerinin yetkisiz erişimlere karşı korunmasına yardımcı olur.
Uçtan Uca Güvenlik
Akıllı cihazlar, mobil uygulamalar ve bulut hizmetleri arasındaki iletişim, uçtan uca güvenliğin sağlanması gereken önemli bir alandır. Bluetooth, MQTT ve WiFi gibi protokoller, bu iletişimi sağlamak için kullanılan başlıca yöntemlerdir. Bu protokollerin güvenli hale getirilmesi, cihazlar ve hizmetler arasındaki veri transferinin güvenliğini sağlar.
Entegre Güvenlik Yaklaşımı
Akıllı cihazlar, mobil uygulamalar ve bulut hizmetleri, birbirleriyle entegre bir şekilde çalışır. Bu nedenle, bu üç dikeyin güvenliğinin ayrı ayrı sağlanmasının yanı sıra, birbirleriyle olan iletişimlerinin de güvenli hale getirilmesi gerekmektedir. Bu entegre güvenlik yaklaşımı, tüm sistemin güvenliğini artırır ve olası tehditlere karşı daha dirençli hale getirir.
Sonuç
Siber güvenlik, günümüz teknolojik dünyasında vazgeçilmez bir unsurdur. Akıllı cihazlar, mobil uygulamalar ve bulut hizmetleri, her biri kendi içinde farklı güvenlik gereksinimlerine sahiptir. Ancak, bu üç dikeyin entegre bir şekilde güvenli hale getirilmesi, sürdürülebilir bir siber güvenlik altyapısının temelini oluşturur. Bu nedenle, bireyler ve kurumlar, siber güvenlik stratejilerini bu doğrultuda şekillendirmeli ve olası tehditlere karşı hazırlıklı olmalıdır.