Elbette başarının tek koşulu ilişkiler ağı kurmak değildir. Sadece güçlü ilişkiler kurarak en güzel işleri hak edeceğimizi de sanmamalıyız. İnsanlar yine; ‘kendilerine, şirketlerine katkıda bulunabilecek insanlara’ yatırım yaparlar. Bu yüzden bilgi birikimimizi ve uzmanlığımızı geliştirmeyi de ihmal etmemeliyiz. Ama eğer kariyerimizi ve hayatımızı ailemizin, arkadaşlarımızın, tanıdıklarımızın yardımıyla kurarsak çok değerli artıların da sahibi oluruz.
Network oluşturmanın onlarca faydasını sayabiliriz, bunlardan bazılarını hatırlamakta fayda var:
Canımız hiç sıkılmaz. Bazen çok zamanımızı alabilir. Çok şey yapmamız gerekebilir. Fakat sürekli olarak dünya ile işimizle ilgili yeni şeyler öğreniriz ve bu harika bir duygudur.
İlişkileri güçlü bir personel, çalıştığı şirkete de çok faydalıdır. Çünkü bizim büyümemiz, ailemiz ve arkadaşlarımız, iş yerimiz için de değerli bir şeydir.
Bir şirkete ömür boyu sadakatle çalışmak bizden önceki neslin kaderiydi. Fakat artık sadakat kavramı değerini korumakla beraber bu kavram kendi çevremiz için inşa edilir oldu. Çünkü profesyoneller artık kendi kariyerlerini yönetiyorlar. Kendi kariyerlerini yönetirken kendi network’ünü de inşa etmesi gerekiyor.
Bir işe, paraya, akla, yardıma, umuda, bir ürün veya hizmet satmaya ihtiyaç duyduğumuzda aklımıza ilk gelen kişiler akraba, dost ve arkadaş çevremizdir. Bu nedenle bu çevremizi sevgi, ilgi, alaka göstererek, zaman ve emek harcayarak beslemeyi ihmal etmemeliyiz. Eski bir atasözünün de dediği gibi “Dostunuzu ziyaret etmeyi (arayıp sormayı vs) unutmayınız, çünkü ziyaret edilmeyen yollar diken ve çalılarla kapanır.”